Oscar adayı ‘İlgi Alanı’ gösterimde

“Tüm dünya biliyordu ama sessiz kalmayı seçti.”

Elie Wiesel

Yahudi soykırımına ait çok sayıda belgesel, uzun metraj yapıldı: “Shoah”, “Gece ve Sis”, “Gece Bekçisi”, “Schindler’in Listesi”, “Hayat Güzeldir”, “Saul’un Oğlu”. Jonathan Glazer’ın Martin Amis’in romanından uyarladığı “İlgi Alanı” bunların hiçbirine benzemiyor; yönetmen bu kez soykırımı cellatların, Nazilerin gözünden anlatıyor. Açılış sekansında simsiyah fon üzerinde karmakarışık, rahatsız edici, adeta cehennemin dibinden gelen inleme, ıstırap  sesleri duyulur. Aniden göz kamaştıran aydınlıkta Monet tablosuna benzer dingin bir gölün kenarında piknik yapan Höss ailesi beliriverir. Doğa yemyeşildir ama ölümle, kötülükle lanetlenmiş gibidir. Auschwitz toplama kampının komutanı Rudolf Höss’ün ailesi evine döner.

Auschwitz’in kraliçesi Hedwig Höss bahçeli, seralı, havuzlu küçük cennetinde beş çocuğuyla birlikte konforlu bir yaşam sürer. Höss’lerin evi toplama kampının hemen bitişiğindedir, aralarında güllerle kaplı bir duvar vardır. Krematoryum fırınları tam kapasite çalışırken Höss ailesinin gündelik yaşamları sıradan şekilde akar. 

SOYKIRIMLAR SÜRÜYOR 

Glazer, Hitler propagandası yapan pudra renkli kartpostallardaki gibi ari ırktan sarışın çocukları, SS’leri kadrajına yerleştirir. Kırk kilometrelik bu ilgi alanında (kampın sınırlarını belirten terim) silah sesleri, fırınların mekanik uğultuları, insan inlemeleri, çığlıkları kesintisiz duyulur. Dehşet, vahşet, cehennem kadraj dışı yansıtılır. Fonda krematoryumların dumanları, trenlerin gidiş gelişleri görülür. Yapay ışık kullanmadan geniş planlarla çalışan yönetmen oyuncularına rahat bir devinim sağlar. Hansel ile Gretel masalını çağrıştıran çevrede çalıştırılan kurbanlara gece yiyecek bırakan yerel halkın sekansı kızılötesi termik kamerayla çekildi, böylelikle günümüzle de paralellik kuruldu. Nazi propaganda filmlerindeki grensizlik (koyu lekeler, benekler), estetikleştirme, simetrik çerçeveler, gama haçlı bayraklar, üniformaları vurgulayan Glazer 1940’lara sadık kalır. Höss’ler sıradan burjuvalardır ama kötü, acımasız, antisemitisttirler. Polonya’da tarihi Auschwitz toplama kampında çekim yapan, sinemanın tüm olanaklarını kullanan Glazer benzersiz, etkileyici, kan donduran bir soykırım filmi gerçekleştirmiş. Beden diliyle, yürüyüş stiliyle dikkat çeken Sandra Hüller ile Christian Friedel başroldeler. “Her zaman taraf olmalıyız. Tarafsızlık, her zaman gaddara yarar ve hiçbir zaman zulmedilene fayda sağlamaz. Sessizlik, işkenceciyi cesaretlendirir” diyor Nobel Barış ödüllü Yahudi kökenli Amerikalı yazar Elie Wiesel. Dünya tarihinde hiçbir şey değişmedi:

Milattan önce 146’da Roma İmparatorluğu Kartacalıları yok etti. Ardından Modok, Namibya, Ruanda, Nanking, Srebrenitsa katliamları, kırımları oldu. 7 Ekim 2023’te başlayan bebek, çocuk, kadın, erkek, yaşlı 29 bin 410 insanı katleden İsrail’in Gazze soykırımı hâlâ devam ediyor…

Kaynak

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.