Kardelen, ilk albümüyle beğeni topluyor: ‘Hedeflerimle büyüdüm’

Kardelen, alternatif müziğin son zamanlardaki en dikkat çekici isimlerinden birisi. İki yıldır yayımladığı şarkılar, ses getiren işbirlikleri ve bir kısa albümün (EP) ardından bu ay ilk uzun albümü “Habibi”yi dinleyiciyle buluşturdu. 2001 doğumlu genç müzisyen ilk albümünde R&B, oryantal ve pop tınıları başarılı bir şekilde harmanlıyor; oryantale karşı çocukluğundan bu yana olan ilgisini bu albümle açığa çıkarıyor. 10 şarkılık albümde “Kumar” şarkısında Artz ile “Kaşmir”de ise Evdeki Saat grubuyla düet yapıyor. Sözleri Mabel Matiz ve Kardelen imzası taşıyan “Nerede” ise albümün çıkış parçası olma özelliğini taşıyor. Bu üç şarkıyla birlikte “İhya” Spotify’da albümün en çok dinlenen şarkıları olmuş durumda.

Müzisyen bir aileden gelen Kardelen ile ilk albümünü ve müzik tutkusunu konuştuk.

“Habibi” albümü altyapıları, oryantal ve R&B tınılarıyla orijinal bir albüm. Dinleyiciye yeni bir kapı araladığı kesin. Şu ana kadar gelen tepkilerden memnun musunuz? Spotify’daki dinlenme sayıları hiç fena gözükmüyor, beklentilerinizi karşıladı mı?

Harika gidiyor her şey. Beklentim verilerden çok sahneye diyebilirim, tabii ki dinlenmeler de çok mutlu ediyor. Dinleyiciyle şarkıları karşılıklı söylemek için sabırsızlanıyorum.

‘İLK DANSÖZ OLMAK İSTEMİŞTİM’

Aile ortamınız müziğinizi nasıl etkiledi? Çocukluğunuzdan aklınızda kalan, aile içinden müzikle ilgili anılarınız var mı? Ne olmak istiyordunuz? Hangi müzikleri dinleyerek büyüdünüz?

Ben dansöz olmak istemişim ilk. Şimdi daha iyi anlıyorum sürekli sahnede bu kıvırtmakla ilgili hevesimi. Beş yaşında konservatuvara girdim, ailemden de Türk müziğine hakim büyüdüm. Bunlar birleşince de 16 yıl klasik batı müziği eğitimimdeki ilk piyano resitalimde Türk bestekarlarımızdan çalmak istemiştim. Oysa ömrüm Mozart’ı, Chopin’i anlamaya çalışarak geçmişti.

‘EN NET HAYALİM: EUROVISION’

Çocukluğunuzdan bu yana sürekli kurduğunuz bir hayal, kendinizi görmek istediğiniz bir yer var mıydı? Şu an bu konuda ne durumdasınız?

Müzikle ilgili yıllarca hedeflerim olarak büyüdüm hayalden öte. Daha zor bir eseri çalabilmek, armonilerde deşifrelerimi hızlandırmak gibi hedefler. Hayal kısmı kendi müziğimle ilgilenmeye başladığımdan beri sanırım. Çok değerli bir his ve kaybetmekten de korkmuyorum diyemem. Eurovision’da ülkemizi temsil etmek gibi çok net bir hayalim var sadece onu söyleyebilirim.

İki senede 20’ye yakın şarkı yeni şarkı, bunların çeşitli versiyonları, bir kısa, bir uzun albüm. Bunlar geçmişten bugüne heybenizde getirdiğiniz şarkılar mı, dahası var mı? Üretimlerinizi en çok ne tetikliyor?

Üretmeye 2021’de başladım ama albüm şarkıları 2022-2024 arasında yaptığım şarkılardan. Daha öncesi deniyordum ama tüketim hızından ve yaşımdan dolayı yaptıklarımın hevesini daha şarkıları çıkarmadan alıyordum. Daha kalıcı işler yapmak için çalışıyorum. Beni etkileyen hikâyeler, yaşadıklarım ve aslında daha çok “içimde kalanlar” beni tetikliyor diyebilirim.

Sadece single’larla yürümek yerine her fırsatta albüm yapmak gibi bir bilinçli tercihiniz var mı?

“Habibi” ile süreç içindeki kendimi de görünce; yaşadıklarım, tecrübe ettiklerim çok değerliydi gerçekten. Her defasında üstüne kata kata çok albümüm olacağına eminim. 

‘HAYATINI ADAYAN MÜZİSYENLER BİRBİRİNİ BULUYOR’

Mabel Matiz ve Mert Demir gibi isimlerle işbirlikleriniz nasıl gelişti? Albüme katkıda bulunan başka birçok başarılı isim var, birlikte çalışmaya nasıl ikna oldular? Onlardan aldığınız ve unutamadığınız bir tavsiye var mı?

Aslında süreç içerisinde işine özen ve emeğini esirgemeyen, hayatını buna adayan müzisyenler bugün yarın birbirlerini buluyorlar, anladığım. Bu konuda çok şanslı hissediyorum; albümün orkestrasında ve yapımında inanılmaz yetenekli müzisyenlerle beraber çalıştık. Bana her anlamda tutkuları ilham oldu.

“Onun gibi yaşlanmak isterim” dediğiniz, sevdiğiniz rol modelleriniz var mı?

Yaptığı işlerde görsel ve işitsel estetik algısı önceliği olan Ajda Pekkan, hikâye anlatımında ve ölümsüz bestelerinde Sezen Aksu, vokal olarak beni özgürleştiren Aziza Mustafa Zadeh şu an aklıma gelenlerden, daha çok var tabii.

Bir tarz yaratıp onunla anılmak mı istersiniz, yoksa albümden albüme değişen “temalar” ve tarz size daha mı yakın geliyor?

Temalar otobiyografi gibi geri dönüp baktığımızda beni geliştiren ve yönlerimi şekillendiren her şeyi gösterir, bundan dolayı da kendimi daha rahat ifade edebilirim gibi hissediyorum. Habibi bunun başlangıcı kesinlikle.

SÜRPRİZLİ LANSMAN KONSERİ 29 ŞUBAT’TA

Yeni albüm sonrası ilk konseriniz 29 Şubat’ta Babylon’da… Nasıl bir konser bekliyor dinleyicileri? Onlara bir mesajınız olur mu?

Çok uzun süredir hazırlanıyoruz lansman konserimize. Harika bir ekiple, sürpriz konuklarımızla üstüne iki yıldır çalıştığımız ve bahsettiğimiz “Habibi”nin dünyasını yansıtacağız. Kıyafetler, ışıklar ve müzik yanında konsere orada bütün duyguları harekete geçirmek için bi koku da sıkacağız. Seyircilerin Habibi’yi tüm duygularla hissedebilmesi en önemlisi. Keyifli bir konser olacağına eminim, ilgilenen herkesi bekliyoruz.

Kaynak

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.