Dünyamızı renklendiren mucitler: Lumiere Kardeşler

Auguste ve Louis Lumiere kardeşler Fransa’da doğdu. Babaları Antoine, resim öğretmeni ve fotoğrafçıydı.

Parlak zekaları dikkatlerden kaçmayan kardeşlerden Louis 18 yaşına geldiğinde fotoğraf kağıdı üretmek için “Lumiere” isimli bir imalathane açtı. Babası da resim öğretmenliğini bırakıp oğullarına katıldı.

Fotoğraf kağıdının günümüzdeki hali | Fotoğraf: Getty Images

[Fotoğraf kağıdının günümüzdeki hali | Fotoğraf: Getty Images]

Sinemanın başlangıcına imza attılar

Lumiere kardeşler, donuk fotoğraf karelerini canlandırmaya yarayan sinematografiyi icat ederek sinema tarihinin başlamasına vesile oldu.

Geliştirdikleri cihazla gerçeğe en yakın görüntüyü almaya çalışan kardeşler, gerekli olan hızı da tespit ederek 15 karelik görüntü kullanmaya başladı. Kare sayısı sonraki yıllarda sesli sinemayla beraber saniyede 24’e çıktı.

İlk gösterim 1895’te yapıldı

Louis ve Auguste, cihazın patentini aldıktan sonra sinema tarihinin bilinen ilk filmi olarak kayıtlara geçen “Lumiere Fabrikasından Çıkan İşçiler” adlı 46 saniyelik filmi çekti. Kardeşler bu filmde fabrikalarından çıkan işçileri kayıt altına aldı.

[''Lumiere Fabrikasından Çıkan İşçiler'' filminden görüntü

[[”Lumiere Fabrikasından Çıkan İşçiler” filminden görüntü]

Filmlerini ücretli olarak halka sunmaya karar veren kardeşler böylece tarihin bilinen ilk filmini ve sinema deneyimini seyirciyle buluşturdu. Gösterim, 1895 yılında Paris’te “Salon Indian Du Grand Café” adlı mekanda gerçekleşti.

Renkli fotoğraf ne zaman icat edildi?

1861’de Thomas Sutton ilk renkli fotoğrafı oluşturdu. Bu fotoğraf, fizikçi James Clerk Maxwell tarafından geliştirilen üç renkli bir yöntemle yapıldı. Bu yöntem, görüntülerdeki tüm renkleri algılamak için üç renkli cam plakadan geçirme işlemine dayanıyordu.

Sinemanın mucitleri: Lumiere kardeşler

Sinemanın mucitleri: Lumiere kardeşler

Autochrome Lumière tekniği

Renkli fotoğrafın icadı üzerine 3 Nisan 1906’da Lumière kardeşler tarafından "Autochrome Lumière tekniği" geliştirildi. Bu teknik, çok renkli nişasta noktalarıyla kaplanmış "otokrom plakaları" kullanıyordu.

Autochrome Lumière tekniği, fotoğrafçılığın renkli dünyasına kapısını açtı ve sanatçıların yaratıcılığını zenginleştirdi.

Ancak, renkli fotoğrafçılığın günümüzdeki yaygınlığına ulaşması, Lippmann’ın 1908’deki icadıyla gerçekleşti. Bu yöntem, diğerlerinin aksine tek bir işlemle renk oluşturmayı sağlıyordu.

Renkli fotoğrafçılık, duygusal ve canlı görüntüler yakalamak için önemli bir araç haline geldi. Teknolojik ilerlemelerle birlikte, fotoğrafçılık da sürekli olarak gelişmeye devam ediyor.

Kaynak

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.