Türkiye’de radyo yayınları 97 yıldır sürüyor

Türkiye’de ilk radyo yayın denemeleri 1921 yılında İstanbul’da başladı. Amatör seviyede devam eden çalışmaların ardından 19 Mart 1923’te halka açık ilk radyo deneme yayını, İstanbul Öğretmen Okulu’nun bodrumunda, davetliler ve basın huzurunda "Telsiz Telefon Tecrübeleri" adıyla yapıldı.

Cumhuriyet’in ilanından iki yıl sonra "Telsiz Tesisi Hakkında Kanun" çıkarılarak ülke genelinde bir telsiz şebekesi kurulması için ilk adım atıldı. Uluslararası şirketlere de açık olan ihaleyi kazanan Fransız şirket, İstanbul ve Ankara’da telsiz ve telgraf vericileri yapımına başladı.

Yürütülen çalışmaların ardından ilk yayın "İstanbul Radyosu" adıyla, 6 Mayıs 1927’de Sirkeci’deki Büyük Postane binasının bodrum katından yapıldı. O tarihte henüz kimsede radyo alıcısı bulunmadığı için yayınlar postane binasının kapısının üzerine yerleştirilen hoparlörle vatandaşlara aktarıldı.

Günlük 5 saatle sınırlı olan ve "Muhterem samiin (dinleyiciler)" anonsuyla başlayan yayınlar, söz ve müzik kısımlarından oluşuyordu. Söz yayınlarında, Anadolu Ajansından temin edilen, "Esham ve Tahvilat" denilen dönemin hisse senedi ve tahvilleri ile "Zahire Borsası" haberleri yer alıyordu. Müzik saatlerinde ise stüdyoda Türk sanat musikisinin önemli isimleri eser icra ediliyordu.

İstanbul ve Ankara Radyosu 1936’da PTT’ye devredildi

Dönemin milletvekilleri ve gazetecilerinden oluşan bir grubun girişimiyle 8 Eylül 1927’de "Türk Telsiz Telefon Anonim Şirketi" kuruldu. İstanbul Radyosu, bu tarihten itibaren faaliyetlerini kurulan şirkete bağlı gerçekleştirirken kasım ayında da Ankara Radyosu devreye alındı.

Elektrik ve diğer giderlerin halktan alınan aidatla karşılanamaması üzerine şirket zarar etmeye başladı. Dönemin hükümeti 1936’da sona eren sözleşmenin ardından "Türk Telsiz Telefon AŞ" ile yeni sözleşme imzalamadı. Bunun üzerine İstanbul ve Ankara Radyoları, Posta ve Telgraf Teşkilatı (PTT) Genel Müdürlüğüne devredildi. PTT’ye devredildikten sonra vericisi güçlendirilen Ankara Radyosu, 28 Ekim 1938’de resmen işletmeye açıldı.

Daha sonra yayınlarına bir süre ara veren İstanbul Radyosu’nun stüdyo ihtiyacının karşılanması için 1945 yılında Harbiye’de Radyoevi Binası’nın inşasına başlandı. Dört yıl süren inşaatın ardından 19 Kasım 1949’da dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün açılış konuşmasını yaptığı törenle İstanbul Radyosu yayın hayatına döndü. Türkiye’nin 3. radyosu olan İzmir Radyosu ise 1950’de yayınlara başladı.

Radyo yayınlarında reklama izin verildi

Radyolar, 2. Dünya Savaşı ile birlikte yeni kurulan Matbuat Umum Müdürlüğüne bağlandı. O döneme kadar 20 kilovat gücündeki kısa dalga istasyonuyla yayınlarını sürdüren Ankara Radyosu, 1950’de 100 kilovat güce sahip vericilerle yayınlarına devam etti. 1950’li yıllarda ilk kez radyo yayınlarında reklamlara izin verildi. Ayrıca ilk dini yayınlar da bu tarihten itibaren yapılmaya başlandı.

Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun (TRT) 1 Mayıs 1964’te kurulmasıyla İstanbul ve Ankara Radyosu başta olmak üzere tüm radyolar TRT’ye devredildi. 1993 yılındaki Anayasa değişikliği ve 1994 yılında çıkarılan kanunla, o döneme kadar devlet eliyle yürütülen radyo yayıncılığında bu tarihten sonra özel sektör de yer almaya başladı.

13 Şubat, "Dünya Radyo Günü" olarak kutlanıyor

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 2011’de düzenlenen 36. Genel Konferansı’nda, Bilgi ve İletişim Komisyonunca kabul edilen bir öneriyle 13 Şubat’ı "Dünya Radyo Günü" olarak ilan etti.

"Bilgilendiren, eğlendiren ve eğiten bir yüzyıl" temasıyla bu yıl 13. yıl dönümü kutlanan günde, Türkiye 100 yıla yakın radyo geçmişi ve yayın yapan yaklaşık 1000 radyosuyla Avrupa’nın en geniş radyo ağına sahip ülkelerinden biri olarak öne çıkıyor.

Kaynak

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.