Tarihi mirası geleceğe taşımak için titizlikle çalışan Milli Saraylar Başkanlığı’na bağlı atölyeler, restorasyon ve konservasyon faaliyetlerini aralıksız sürdürüyor. Kasır, köşk ve müzelerdeki eşsiz ahşap eserler, uzman ellerde yeniden hayat buluyor.
Beşiktaş’taki Yıldız Şale Köşkü yerleşkesinde yer alan Ahşap Oyma Atölyesi, Milli Saraylar Başkanlığı’na bağlı 32 atölyeden biri olarak hizmet veriyor. Asırlık eserleri aslına uygun şekilde yeniden ihya eden atölye, bu süreçte önemli bir rol oynuyor.
Atölyede, Osmanlı padişahlarının kavukluklarından Topkapı Sarayı’nda kullanılan yüzlerce yıllık sedirlere kadar sayısız tarihi parça özenle restore ediliyor. Eksik veya zarar görmüş bölümler, aslına sadık kalınarak tamamlanırken her bir eser geçmişin ruhunu ve zarafetini yaşatmaya devam ediyor. Atölye Sorumlusu Hasan Gül, tarihe sahip çıkmak adına verilen çabayı anlattı.
[Fotoğraf: TRT Haber]
Eksik parçalar aslına uygun olarak tamamlanıyor
1997’den bu yana Ahşap Oyma Atölyesi’nde hizmet veren Hasan Gül, “Buradaki görevim, var olanı korumak” diyor. Tarihi mirası gelecek kuşaklara aktarma hedefiyle çalışan atölyede yaptıkları işi şöyle özetliyor: “Ayna, çerçeve, kanepe ya da sedir… Gelen eserlerin eksik parçalarını birebir aslına sadık kalmak şartıyla tamamlıyoruz.”
Ahşap Oyma Atölyesi’nde asırlık tarihi objeler, büyük bir özen ve titizlikle yeniden şekillendiriliyor. Her eser, restorasyon sürecine başlamadan önce detaylı bir incelemeye tabi tutuluyor. Bu ilk adımda, eserin mevcut durumu ve korunması gereken özellikleri titizlikle değerlendiriliyor. Ardından, her aşama dikkatlice planlanarak süreç ilerliyor. Atölye Sorumlusu Gül’den bu aşamaları öğreniyoruz:
“Gelen esere önce bakıyorum. Neresinde çatlak, eksik, oyma motifi desen, eksik varsa önce onları bir gözlemliyoruz. Sonra benzerinin üstünden çizimini alıyoruz, kesimini yapıp yerine güzel, düzgün bir şekilde alıştırmasını yapıyoruz. Ardında motif çalışmamıza geçiyoruz. Benzerleri varsa, üstünde yapıştırıyorum mesela. Diğer motife baka baka birebir aynısını tamamlıyoruz.”
Eserlerin restorasyonu, Ahşap Oyma Atölyesi’ndeki işlem bittikten sonra da sürüyor. Son dokunuşlar için diğer atölyelere sevk yapılıyor. Varak ya da cila; her eserin özelliğine göre gönderilen atölyelerde gerekli restorasyona devam ediliyor.
[Fotoğraf: TRT Haber]
Bir eser üzerinde aylarca çalışmak gerekebiliyor
Bugüne dek yüzlerce tarihi objeyi yeniden hayata kazandıran Ahşap Oyma Atölyesi’nde bazen tek bir eserin restorasyonu için aylarca emek harcanıyor. Bunun gelen esere bağlı olduğunun altını çizen Gül, “Yapılan işçilik ve sanata göre süre değişiyor. Mesela şu an buradaki kanepe nereden baksanız bir ay sürer. Yeri geliyor 3, 5, 6 ay çalıştığımız eserler oluyor. Topkapı Sarayı’ndan gelen İngiliz yapımı, 1800’lü yıllara ait çok güzel saatler vardı. 6-7 ay üstünde çalıştığımı hatırlıyorum” diye anlatıyor.
Arma, kanepe, çerçeve, paravan, kavukluk, sehpa ya da masa… Ahşap Oyma Atölyesi’ne tarihe tanıklık eden eser ve objeleri yapmanın ayrı bir stresi de oluyor. Gül, “Bunun sebebi hakkını vermek istememiz” diyor ve sözlerini, “Çünkü burada bir imparatorluk, hanedanlık yaşadığı için gelen eserler de sıradan basit eserler değil. Hepsi sipariş ya da hediye. İşçilikleri de çok güzel” şeklinde tamamlıyor.