Yenisey Kırgızlarının torunları: Hakas Türkleri

Türklerin dünyasına konuk olduğumuz Türk’ün dünyasında bu haftaki durağımız Hakas Türkleri.

Acı içinde acı: Ahıska Türkleri

Güney Sibirya’da yaşayan en eski Türk halklarından biri de Hakas Türkleridir.

"Hakaslar Yenisey Kırgızlarının torunu"

Hakas Türkleri kimdir, nerede yaşarlar, hangi dili konuşurlar? Detayları Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ekrem Arıkoğlu ile konuştuk.

Prof. Dr. Arıkoğlu, Hakas Türklerinin en eski Türk boylarından olan Yenisey Kırgızlarının torunu olmalarının Türk tarihi açısından önemli olduğunun altını çizdi:

"Hakasların iki bin yılı aşan tarihleri onların bir Kırgız grubu olduğunu gösteriyor. Bugünkü  Kırgızistan’daki Kırgızlar dahil bütün Kırgız Türklerinin bilinen ilk yurtları Yenisey Nehri civarıydı."

[Hakasya’da yaşayan Türk halkları, 1912-1913 yılı | Fotoğraf: AA]

Akademik çalışmalar yapmak üzere Hakas coğrafyasına giden Prof. Dr. Ekrem Arıkoğlu, Anadolu’da yaşatılan pek çok gelenek göreneğin Sibirya’dan buraya taşındığını söylüyor.

"Yaygın bir inanca göre bugünkü Hakasya, Köktürkler zamanında Kırgızların ülkesiydi. Kırgızlar bügünkü Hakasların ataları. Hakasya en eski Türklerin yaşadığı bölge dolayısıyla en eski kültürün yaşadığı bölge."

Manas Destanı’nda Yenisey Kırgızlarından bahsediliyor

Manas Destanı’na göre Tanrı Dağı Kırgızları Yenisey civarından bugünkü vatanlarına Manas Han önderliğinde göç etmişlerdi. Bu göçe katmayıp Yenisey civarında hayatını sürdüren Kırgız Türk toplulukları ise Yenisey Kırgızları olarak hayatlarını devam ettirmiş.

Türkçelerine sahip çıkıyorlar: Başkurt Türkleri

9-10. yüzyıl Çin kaynakları Kırgızlardan "Heges" ismiyle veya diğer bazı kaynaklara göre ise "Kiekia-se" adıyla bahsediyorlardı. Sonraki yıllarda Tanrı Dağı Kırgız gruplarının Müslümanlaşması ve yaşanılan bölgeler arasındaki mesafenin uzak olması Yenisey Kırgızlarının ayrı bir kimlik benimsemesini ve Hakas adını kabulleriyle sonuçlandı.

Hakasların bu ismi kabul etmelerinde Rus istilasından sonra yaşanan sürecinde etkisi büyük oldu. Ruslar bu bölgeleri istila edene kadar ve daha sonraki uzun yıllar Hakaslara, diğer Rus hakimiyetindeki Türk halklarında olduğu gibi "Tatar" deniliyordu.

[Hakasya’da yaşayan Türk halkları, 1912-1913 yılı | Fotoğraf: AA]

Başkenti Abakan olan Hakasya Cumhuriyeti, Yenisey Irmağının yukarı kesimindeki geniş
Mimisin Havzasının batı yarısında yer alıyor. Yüz ölçümü 62 bin kilometrekare.

Yenisey Irmağının kollarından Abakan Irmağı bölgenin ortasından geçiyor. Irmak, vadinin güneyinde Karagaş Dağında 2 bin 930 metreye kadar yükselen Batı Sayan Dağları bulunuyor.

Kuzeydeki Abakan ile Alatau’un en yüksek noktası ise 2 bin 178 metre yüksekliğindeki Verni Zub’tur. Kapalı havzada kurak ve sert bir kara iklimi hakim. Bu nedenle alçak kesimler bozkırlarla kaplı. Dağlık kesimler çam, köknar ve ladin ormanlarıyla dolu olmakla beraber geniş bozkırlar 1954’ten sonra tarıma açıldı.

Bugün Hakaslar çoğunluğu Hakasya Cumhuriyeti’nde olmak üzere 1989 sayımına göre nüfusu 80 bin 328. Bu nüfusun 62 binden fazlası Hakasya’da yaşıyor.

"Hakas Türkçesi kaybolmakta olan Türk lehçesi"

Hakasların yüzde 77’si Hakasya’da yaşıyor ancak kendi cumhuriyetlerinde ekseriyeti sağlayamıyor. Hakaslar nüfusun ancak yüzde 12’sini oluşturuyor. Ekrem Arıkoğlu bu durumun Hakaslar açısından kötü bir durum olduğunu şu sebeple anlatıyor:

"Kendi ülkenizde yüzde 10 azınlık olunca dilinizi, kültürünüzü kaybetme riskiyle karşı karşıyasınız. Bu nedenle de Hakasça UNESCO’nun kırmızı kitabında yer alıyor."

Türkiye’de en az bilinen Türk topluluğu: Çuvaş Türkleri

"Hakasça, Türkçeye en uzak lehçelerden biri"

UNESCO’nun listesinde yer alan; günümüzde yazı dili olan ve konuşur sayısı en aza düşmüş Türk lehçelerinden biri Hakas Türkçesidir. 

[Hakasya’da yaşayan Türk halkları, 1912-1913 yılı | Fotoğraf: AA]

Prof. Dr. Ekrem Arıkoğlu, "Hakasça, Türkçeye en uzak lehçelerden biridir. Hem coğrafya, hem kültür hem de tarihi uzaklık olduğu için en uzak lehçelerden biri" diyor.

Hakasça, Türk lehçeleri içerisinde ‘azax’ lehçe grubuna giriyor. Yani eski Türkçede ‘d’ sesinin aldığı duruma göre yapılan tasniflerde Hakasça ‘z’ sesini temsil ediyor.

"Hakas destanlarında Hakasça yaşatılıyor"

Türkiye’de Hakaslarla ilgili ne gibi çalışmalar yapıldığına ilişkin Prof. Dr. Ekrem Arıkoğlu şu yanıtı veriyor:

"Türkiye’de Hakaslarla ilgili yapılan çalışmalar daha çok onların destanları ile ilgili. Bunun sebebi ise Hakasların destanlarındaki başkahramanların kadın oluşu, kadınların erkekler gibi savaşa gitmeleri, mücadele etmeleri gibi konular Hakas destanlarını diğer Türk destanlarından ayırıyor. Hakas destanlarında Hakasça yaşatılıyor."

"Hakas Türkleri tarihi olarak kardeş olduğumuzu biliyor"

Hakas Türklerinin Türkiye’ye olan sıcak sevgisini Ekrem Arıkoğlu, "yokluklarında bile Türkiye’den giden insanlara bir lokma ekmeklerini paylaşacak kadar kardeşliği ve sevgiyi hissediyorlar" sözleriyle anlatıyor:

Türkiye’den giden insanlara çok sıcak davranıyorlar. Tarihi olarak kardeş olduğumuzu herkes biliyor. Bizi el üstünde tutuyorlar. Yokluklarını bizimle paylaşıyorlar. Bir ekmekleri varsa yarısını kesip yerdirmeye çalışıyorlar, Türkiye’ye öyle sıcak bakıyorlar. 70 yıllık Sovyet Rusya’sı hakimiyetine karşın bu sevgi ve kardeşlik.

Kaynak

Comments (0)
Add Comment